Yaklaşık 6 ay önce planladığımız Peru’ya gidip Machu Picchu’ya yürüyerek varma planlarımızı Geographika’dan Özlem Hanımın koordinasyonu ile kısa süre önce gerçekleştirdik.
Benim ve birlikte daha önce defalarca trekking yaptığım değerli arkadaşım Tahsin ile birlikte uzun süredir konuşup planladığımız Peru’da trekking yapma hayalimiz nihayet 22 Mayıs 2016 günü Peru’ya Paris üzerinden toplamda 15 saatlik uçuşumuz ile başladı.
8 saatlik zaman farkının giderken lehimize çalıştığını söyleyerek aynı günün akşamı 20:30 gibi Lima’ya vardık. Lima Peru’nun başkenti olup ülke nüfusunun 1/3 ünü barındırıyor. Zamanında buraları istila eden İspanyollarca Peru’da bulunabilecek en düzlük kıyı şeridine kurulmuş büyük ve bol trafikli bir şehir, zira şehrin metro vb bir sistemi yok, herşey otobüs, dolmuş ve taksi ile işliyor, son dönemde bizimkine benzer bir metrobüs hattı açılmış sadece.
Lima’da bir gece konaklayıp sabah erkenden yeniden havalimanı ve ver elini Cusco.
Cusco; gizemli mi desem yoksa yarı İspanyol yarı İnka mı desem bilemedim, zira İspanyollar 16. Yüzyılda buraları işgal ettiklerinde çoğu yapıyı yıkıp aynı taşlar ile yerlerine kilise, katedral vb inşaa etmişler.
Bir gece Cusco ve sabahında Cusco’dan hareketle Ollantaytambo’ya varış ve burada bir gecelik konaklama akabinde sabah erkenden yola çıktık. (bu arada Ollantaytambo ve çevresinde bulunan İnka uygarlığına ait şehir ve tarım bahçelerini gün boyunca dolaştığımızı söylemeliyim)
İnka Trail yaklaşık 45-50 km, 3 gece çadır konaklamalı 4 gündüz yol alınmalı, 2000 mt lerden 4300 mt lere yükselip alçalması olan bir yürüyüş yolu.
Bu rotada görülebilecek inka yapıları şöyle:
>trekking de 1.gün
Sırt çantalarımızla tarihi inka yolunda ikisi biz, kalanı Kanada, İngiliz ve Kenyalı olmak üzere toplam 12 +2 rehber ile birlikte yola çıktık, manzara gerçekten anlatılmaz yaşanır cinsten. Akşam 5 gibi kamp alanına geldik ve yemek akabinde çadırda uyku.
Sabah erkenden kalkıp hafif bir kahvaltı ve yola koyulma, bugün en zor gün zira yaklaşık ikibinlerden dörtbinikiyüzlere çıkacağız ve sonra beş altı yüz metre iniş olacak. Zorda olsa zorlansakta günü tamamladık, öğleden hemen sonra kamp alanına vardık, tamda derenin kenarı su dağdan şelale ile iniyor ve okadar soğukki, ama yinede dereye inip yarı duşumuzu alıyoruz. Dere kenarında otururken yan tarafımıza ceylan geldi ve fotoğraflamayı başardım.
>trekking de 3.gün:
Yine erkenden yola koyulup yol üzerindeki bir çok inka yapısını, tarım taraçalarını, dağlara gizlenmiş mezalıklarını görme şansımız oldu, lamalarla fotoğrafta çektirdik elbette.
Akşam üstü 3.kamp alanına vardık, burası daha büyükçe ve organize bir alan yaklaşık 25 kamp alanı, tuvaletler, çeşmeler var. Akşam yemeğini erkenden yedik ve uyuduk zira sabaha karşı 03:30 gibi uyanıp yollara düşeceğiz ki güneşin doğuşunu sun gate’de yakalayabilelim.
Öğleden sonra 15:30 treni ile döneceğimizden 14:30 gibi ayrılıp Aquas Calientes’e dolmuş ile indik, burda yemek yiyip trene geçtik. Sonrasında trenden Ollantaytambo’da inip burdan özel aracımızla Cusco’ya geçip burda geceledik, sabahında yine Cusco’yu dolaştık, kutlamaları vardı onları seyrettik.
Öğleden sonra uçak ile Lima’ya geçtik, Lima büyük ama sevimsiz bir şehir bana göre, belli başlı yerlerini dolaşıp akşam yine Lima’da konakladık, sonraki gün bu defa Amsterdam üzerinden İstanbul’a döndük.
Gezimizin en güzel kısmı elbette İnka Trail denilen İnka Yürüyüş yolunda geçen kısımdı, gidecek arkadaşlara tavsiyem Machu Picchu’ya kesinlikle bu rota ile yürüyerek gitmeleri olacaktır.
Fırat Ak